RSS

22:14





Ayrıca mutsuzluk ne demekmiş, umut var hala!

22:03 Bebeğime^^

Blogunu okudum az önce.Çok kızgınım sana.Güçsüz olduğunu düşünmedim hiç ben, kırılgansın evet ama güçsüz? hiç sanmıyorum.
Yalnızım demişsin, değilsin aslında.Ben varım hep, hep varolucam.
Sana özel bu varlığım, sana hep varım, hep varolucam.
Ve özür dilerim, yeterince ilgilenemediğim için seninle.Sözümü tutamadığım için.Aslında şuan herzamankinden daha çok ihtiyacın var bana biliyorum, ama imkansızlıklar şuan etrafımı sarmış durumda.

Seni çok özledim, cidden.
Ordan gel, okulunu bitir ve yanıma gel.Hep yanımda kal sonra.
Bende sigarayı bırakıcam, söz!

Sen gelene kadar herşeyi yoluna koymuş olucam ben, sonra da seninle beraber martinilerimizi yudumlarken bana orda yasadıklarını anlatıcaksın.

Oha, evet bunu kesinlikle yapmalıyız.

Cidden Lavyu!

22:03



Renkli kişilik sahibi insanları seviyorum, bayılıyorum hatta, iyi ki varlar falan.
mck.

21:51




Ben bukadar karmaşık değildim, gerçekten.Beni tek bir bakışımdan çözen insanlar tanıdım.Ama gittikçe karmaşıklaşıyorum, gittikçe daha kocaman bir maske geçiriyorum yüzüme.İnsanlar baktıklarında hissiz, anlamsız bir yüz görüyorlar.Yada gördükleri sahte mutluluk mimikleriyle kandırıyorlar kendilerini.
Hemen mutsuz olduğum kanısına varmayın, gayet mutluyum.Sadece eksik bir yanım.Sadece içimdeki boşluk gün geçtikçe daha da büyüyor.Daha da bir sonsuzlaşıyor sanki.
Her gidenin ardından maskeme yeni yüzler boyuyorum.Hep en değer verdiklerim uzağımda.
Elimi uzattığımda tutamıyorum.Özlüyorum.Verdiğim en son kayıp kötüydü.Çok kötüydü.Onu o dolmuşa bindirip hızla uzaklaşma gereği hissettim.Ne kadar büyük bir yeri var içimde o an tasdikledim.





Limp Bizkit-Behind Blue Eyes

23:13




Bu ağaçta birgün yeniden yeşerebilir belki, nerden biliyorsunuz?

23:07

Nereye gittin? neden bensiz; içimde kalan sensizliği tek başıma nasıl atlatacağım… hepsi cevapsız.. o kadar cevapsız ki; hissediyorum içimde bir yerin acıdığını.. fiziksel bir acıya dönüştüm; nereye baksam sen…

Çıkıp şimdi yollara; dağ başlarına çıkıp şehrin şamatasından uzak; bağırsam adını; ağlasam.. sesim kısılana kadar adını ünlesem… yahut bir yolculukta; otobüsün camına dayasam başımı da; gece yolculuğunda geçtiğimiz yollardaki ışıklar yerine sen aksan üzerimden… camın soğukluğunda olsan; sıcacık.. sana gelmenin bir yolu olsa; o otobüs beni sana getirse…

Bir yerinden tutsam diyorum da elimde kalan yaşamı; neresinden; bilemiyorum.. güneşi erken batmış bir şehirde; akşamüstünde; hangi sokakta olduğumu bile bilmeden.. kaybolmak istiyorum.. yok olsam da kimseler gelmese ardımdan; merak etmese kimse…
bir kaç çocuk gülümsese; umut var desem yine… ya da çocuklar da önemli değil; seslendiğim duvarlar ses verse; sesimi yankılasa hiç değilse.. ya da biri çıksa; “biraz umudunuz var mı” dediğimde… “bende biraz kaldı al” dese…

Kaç yürek dayanır susuşuna sevdiğinin? bir daha görememek seni; ağlamanı yahut yemeğini yiyişini görememek.. bunu bir anlatabilsem içime; bir ikna edebilsem kendimi… bir sabah sustursam içimdeki beni; bir sabaha gülerek başlasam; yapabilsem sen olmadan…


Bir dağ başında; sesimi sadece kendi yankıları duyacak belki… isyan değil ki bu; içim acıyor; durduramıyorum… hiçbir ilaç tesir etmiyor; hiçbir şey dindirmiyor sancımı.. kokunu duyuyorum bazen; hani yolda yürürken aniden duyduğun ama adını bilemediğin tanıdık bir melodi gibi; kime sorsam bilmiyor…

Birgün yolda yürüyordum.. bir şarkı duydum.. Kalbim acıdı.. Bu kadar..

23:07

Where is this love? I can't see it, I can't touch it. I can't feel it. I can hear it. I can hear some words, but I can't do anything with your easy words.