RSS

23:07

Nereye gittin? neden bensiz; içimde kalan sensizliği tek başıma nasıl atlatacağım… hepsi cevapsız.. o kadar cevapsız ki; hissediyorum içimde bir yerin acıdığını.. fiziksel bir acıya dönüştüm; nereye baksam sen…

Çıkıp şimdi yollara; dağ başlarına çıkıp şehrin şamatasından uzak; bağırsam adını; ağlasam.. sesim kısılana kadar adını ünlesem… yahut bir yolculukta; otobüsün camına dayasam başımı da; gece yolculuğunda geçtiğimiz yollardaki ışıklar yerine sen aksan üzerimden… camın soğukluğunda olsan; sıcacık.. sana gelmenin bir yolu olsa; o otobüs beni sana getirse…

Bir yerinden tutsam diyorum da elimde kalan yaşamı; neresinden; bilemiyorum.. güneşi erken batmış bir şehirde; akşamüstünde; hangi sokakta olduğumu bile bilmeden.. kaybolmak istiyorum.. yok olsam da kimseler gelmese ardımdan; merak etmese kimse…
bir kaç çocuk gülümsese; umut var desem yine… ya da çocuklar da önemli değil; seslendiğim duvarlar ses verse; sesimi yankılasa hiç değilse.. ya da biri çıksa; “biraz umudunuz var mı” dediğimde… “bende biraz kaldı al” dese…

Kaç yürek dayanır susuşuna sevdiğinin? bir daha görememek seni; ağlamanı yahut yemeğini yiyişini görememek.. bunu bir anlatabilsem içime; bir ikna edebilsem kendimi… bir sabah sustursam içimdeki beni; bir sabaha gülerek başlasam; yapabilsem sen olmadan…


Bir dağ başında; sesimi sadece kendi yankıları duyacak belki… isyan değil ki bu; içim acıyor; durduramıyorum… hiçbir ilaç tesir etmiyor; hiçbir şey dindirmiyor sancımı.. kokunu duyuyorum bazen; hani yolda yürürken aniden duyduğun ama adını bilemediğin tanıdık bir melodi gibi; kime sorsam bilmiyor…

Birgün yolda yürüyordum.. bir şarkı duydum.. Kalbim acıdı.. Bu kadar..